Yeni bir araştırmaya göre, insanların yüzleri zamanla isimlerine uyum sağlıyor. Çocuğunuzun ismini seçerken, yalnızca anlamını değil, bu ilginç bilimsel bulguyu da göz önünde bulundurmanız gerekebilir!
Çocuk bekleyen çiftlerin pek çoğu bebeklerine verecekleri ismi aylarca düşünüyor, “geleneksel bir isim mi olsun yoksa nadir rastlanan mı”, “Türkçe karakter olsun mu”, “isimlerden biri geleneksel biri Türkçe olsun” vesaire derken bazen bebek isminden önce geliyor. Yayınlanan yeni bir araştırma bu süreci daha da zorlaştıracağa benziyor çünkü çalışmanın iddiası şu:
İnsanların yüzleri isimlerine benziyor.
Biz zaten “İnsanlar isimleriyle yaşar” deyimi sayesinde bunu biliyorduk diyebilirsiniz; işte bu deyimin artık bilimsel bir dayanağı var.
Reichman Üniversitesi’nden araştırmacılar, çocuğunuzun yüzünün ismine evrileceğini ileri sürmekte. Yani ekip, “Bak bunda Burak tipi, onda da Elif tipi var” diye kendi aramızda yaptığımız şaka yollu sohbetin, bilimsel verileriyle karşımızda.
Araştırmanın başkanlığını yapan Dr. Yonat Zwebner, “Sosyal yapılandırma öyle güçlü ki insanların görünüşüne bile etki edebiliyor” değerlendirmesini yapıyor.
Dr. Zwebner, “Bu bulgular kişilikte isimden daha etkili cinsiyet ve etnik köken gibi unsurların önemini daha da ortaya koyuyor” demekte.
İsimleri yüzde 40 tahmin edebiliyoruz ama nasıl?
Önceki araştırmaların sonuçları, bir yabancının ismini yüzde 40 oranında doğru tahmin etmemizin mümkün olduğunu ortaya koyuyordu. Ancak bunun nedeni ise belirsizdi.
Bazı uzmanlar, ebeveynlerin bebeklerine yakışan ismi seçtiğini, bazılarıyla tam tersini yani kişinin yüzünün ismiyle eşleşecek şekilde değiştiğini ileri sürmekteydi.
Şimdi bu yeni çalışmada araştırmacılar hangisinin doğru olduğunu saptamayı başarmış gibi görünüyor.
Psychological and Cognitive Sciences’ta yayımlanan araştırmada, “İsimlerimiz hayatımızın ilk dönemlerinde bizlerle ilişkilendirilen toplumsal etiketler” ifadesine yer veriliyor.
Araştırmada ayrıca, “Bu çalışma, bireylerin görüntüsünün zamanla kendilerine verilen isimlerle ilişkili toplumsal stereotiplere benzemeye başlayabileceği bir ‘kendini gerçekleştiren kehanet etkisi’ olasılığını araştırmaktadır” denildi.
Peki çalışma nasıl yapıldı?
Çalışma kapsamında, katılımcılara 9-10 yaşlarında çocuklar ve bazı yetişkinlerin fotoğrafları gösterilerek, katılımcıların bu kişilerin isimlerini tahmin etmeleri istenildi. İsimler çoktan seçmeli olarak sunuldu.
Sonuçlara göre, katılımcılar daha çok yetişkinlerin isimlerini doğru tahmin edebildi. Çocukların isimlerini tahmin ederken aynı başarıyı sergileyemedi.
Çalışmanın ikinci bölümünde ise, araştırmacılar bir makine öğrenimi sistemine insan yüzlerinin görüntülerini ve bu kişilerin isimlerini verdiler.
Yüzlerin analizi, aynı isme sahip yetişkinlerin yüzlerinin birbirine önemli ölçüde benzediğini ortaya koydu.
Fakat bilgisayar aynı isme sahip çocuklarda ise bir benzerlik bulamadı.
Bütün bu bulguların neticesinde, araştırmayı yürüten bilim insanları, kişilerin yüzlerinin zamanla isimleriyle uyumlu olacak şekilde evrildiği kanaatine vardı.
“Çocuklar isimlerine benzemiyor henüz ama yetişkinler isimleriyle daha uzun bir hayat geçirdiğinden ‘kendi isimlerine daha çok benziyorlar’ ifadesine yer verilen çalışmada ayrıca şu cümleler de yer aldı:
“Sonuçlar, bireylerin kendilerine doğuştan verilen stereotipe göre geliştiği kanaatine varmamızı sağlıyor. Bizler yetiştirilme gibi unsurlardan etkilenen sosyal canlılarız: En biricik ve bireysel parçalarımızdan biri ise dış görünüşümüz ki bu da toplumsal bir unsurla şekillenebiliyor, yani ismimizle.”