Merkez Bankası’nın son toplantı metni, ‘26 Aralık’taki toplantıda faiz indirimi gelecek’ şeklinde algılanınca BIST100 Endeksi’nde yükseliş görüldü. Kasım ayında enflasyon düşüşü gerçekleşirse faiz indirim beklentileri güç kazanacak. Piyasa kasım enflasyonuna kilitlendi. İşte detaylar…
Piyasalarda, Merkez Bankası toplantısından sonra başlayan coşku yerini daha temkinli bir görünüme bıraktı. Son toplantı metninin ‘26 Aralık’taki toplantıda faiz indirimi gelecek’ şeklinde algıya neden olması, borsanın beklenti ihtiyacına cevap vermiş ve BIST100 Endeksi’nde artan hacimle birlikte sert yükselişe neden olmuştu.
Hürriyet’in derlemesine göre; faiz indirim beklentilerinin altında ise enflasyonda yaşanacak gerileme öngörüsü var. Kasım ayında enflasyon düşüşü gerçekleşirse faiz indirim beklentileri güç kazanacak. Aksi takdirde bu yöndeki tahminler zayıflayacak. Bu açıdan piyasa, kasım enflasyon gerçekleşmelerini görmek istiyor.
KARAHAN’IN İFADELERİ ÖNEMLİ
TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın enflasyon konusundaki son açıklamaları temkinli karşılanırken bu durum salı günü açıklanacak verileri daha önemli hale getirdi. İstanbul Sanayi Odası (İSO) aylık toplantısına katılan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, dezenflasyon sürecinin devam ettiğini belirterek, “Enflasyonun ana eğilimi öngördüğümüzden yavaş olsa da iyileşiyor” dedi. Kasım enflasyonu (TÜFE) için beklentiler aylık yüzde 2.0, yıllık 44.80 civarında şekillenmiş durumda. Bu çerçevede gerçekleşecek bir enflasyon verisi faiz indirimi için yeterli olur mu? Bunun için 26 Aralık beklenecek. Ancak yüzde 2’nin altında gelecek bir veri faiz indirim beklentilerinin güç kazanmasına neden olabilir. Geçen hafta açıklanan Türkiye’nin 3’üncü çeyrek büyümesi (GSYH) ise beklentilerin biraz altında kaldı. Yıllık bazda yüzde 2.1 büyümeye karşılık çeyreklik dönemde yüzde 0.2 daralma söz konusu. Yapılan revizyonla son iki çeyrekte küçülme gerçekleşmiş oldu. 2024 yılı çeyreklik bazdaki yıllık büyümeler yüzde 5.3, 2.4 ve son çeyrekte de 2.1 oldu. Azalan bir ivme var. Detayda dikkat çeken konu sektörel bazda gerçekleşti. İnşaat yüzde 9.2 büyürken sanayi yüzde 2.2 geriledi. Daha fazla detaya girmeden çıkarılacak sonuçlar üzerinde durmak yerinde olacak.
GERÇEKLEŞMELERİ GÖRMEK GEREK
Enflasyon ile mücadele kapsamında uygulanan yüksek faiz ve parasal sıkılaşma ekonomideki büyümeyi zayıflatmış ve törpülemiş görülüyor. Buna karşılık ekonomide yeterli soğuma sağlayıp sağlamadığı konusu ise tartışılır. Özellikle enflasyon düşüşüne mani olarak görülen hizmetler sektörünün zayıf da olsa büyüme göstermesi önemli bir ayrıntı. Bu açıdan enflasyondaki düşüşe ekonomik görünümden çok fazla katkı gelmesi zor gibi. Yine de gerçekleşmeleri görmek yararlı olacak. Yaklaşık 1.5 yıldır uygulanan ekonomik programın en önemli kriterleri arasında enflasyon var. Aynı zamanda faiz için en ciddi referanslardan biri. Bu bakımdan piyasaların seyrinde önemli bir alan kaplıyor. Tasarrufların adres arayışı hep var olan bir konu. Faiz düşmezse mevduatın ağırlığı devam edip döviz ve borsa üzerindeki baskı korunabilir. Ayrıca, cuma günü açıklanan büyüme verisinde olduğu gibi yüksek faizin reel ekonomi üzerindeki yavaşlatıcı etkisi de devam edecektir. Borsa İstanbul’da toparlanma çabaları sürmekle birlikte yerini daha temkinli bir görünüme bırakmaya başladı.
YABANCI ALIMLARININ DEVAMI GELMEDİ
TCMB tarafından haftalık yabancı işlemleri ve bazı parasal büyüklükler yakından takip ediliyor. 22 Kasım ile biten haftalık verilerine göre yabancı yatırımcılar 272 milyon dolarlık hisse senedi, 814 milyon dolarlık tahvil bono satışı yaptılar. Geçen hafta her iki yatırım aracında da alıcılı konumdaydılar. Tahvil bonoda yedi hafta sonra ilk defa satışta görüldüler. Bir haftalık veriyle yabancı yatırımcıların Türkiye maliye piyasalarına bakışında bir değişim olduğunu söylemek zor. ‘Tahvil bono al, hisse sat’ politikalarının bu aşamada devam ettiğini söylemek yerinde olacak. Merkez bankasından faiz indirim beklentilerinin öne çıkmasıyla düşen tahvil faizlerine bağlı olarak gelen satışlar kâr realizasyonu izlenimi veriyor. Kur korumalı mevduatta (KKM) düşüş sürerken TCMB rezervleri ve bankalar yurtiçi döviz mevduatında çok kayda değer bir değişim gözlenmedi.