Gürcistan Başbakanı İrakli Kobakhidze’nin AB’ye katılım müzakerelerini 4 yıl boyunca gündeme getirmeyeceklerine yönelik kararına karşı 28 Kasım’da başlayan gösteriler sürüyor. Hükümete tepki gösteren protestocular, başkent Tiflis’te de sokağa çıktı. Parlamento binası önünde toplanan göstericiler, hükümet karşıtı sloganlar attı.
Tüm bu gelişmelerin ardından ABD ve Birleşik Krallık’ın bazı Gürcistanlı yetkililer hakkında yaptırım uygulama kararı alması da ülkede bir başta tartışma konusu.
Peki komşu ülke Gürcistan’da neler oluyor? Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yıldız Deveci Bozkuş, Gürcistan’da süregelen siyasi istikrarsızlığı ve küresel güçlerin ülkeye etkisini AA Analiz için kaleme aldı. İşte 7 maddede o analizden öne çıkan detaylar…
*Gürcistan’daki siyasi istikrarsızlığın kökeni
Rusya-Ukrayna savaşı, Gürcistan’ın içinde bulunduğu siyasi karmaşayı derinleştirdi. Ancak Gürcistan’daki istikrarsızlığın temeli, 2008 Rusya-Gürcistan savaşına dayanıyor. Abhazya ve Güney Osetya’nın sözde bağımsızlıklarını tanıyan Rusya ile Gürcistan arasındaki diplomatik kopuş, bugünkü siyasi gerilimlerin tohumlarını attı.
*”Yabancı Etkinin Şeffaflığı” yasası ve toplumsal kutuplaşma
Gürcistan’da tartışmalara yol açan “yabancı etkinin şeffaflığı” yasası, halkı ikiye böldü. Parlamento seçimleriyle birlikte bu yasa, ülkedeki kutuplaşmayı artırdı. Muhalefet ve iktidar arasında tırmanan gerilim, AB üyelik sürecine dair tartışmaları da alevlendirdi. Muhalefetin seçim sonuçlarını tanımaması ve AB’ye müdahale çağrısında bulunması, siyasi krizi derinleştirdi.
*Cumhurbaşkanlığı seçimindeki kriz
Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili’nin görevi devretmeyi reddetmesi, ülkedeki siyasi gerilimi artırdı. Rusya yanlısı olmakla suçlanan yeni Cumhurbaşkanı Mikheil Kavelaşvili’nin atanması, muhalefetin tepkisine yol açarken, Gürcistan’ın Doğu-Batı arasındaki mücadelenin tam merkezinde yer aldığını bir kez daha gösterdi.
*AB ve Batı’nın Gürcistan’a bakışı
Gürcistan’daki gelişmeler, Batı’da endişe yaratıyor. AB üyelik sürecinin askıya alınması ve ABD’nin Gürcistan ile stratejik ilişkilerini dondurması, Batı’nın Gürcistan üzerindeki etkisini zayıflatabilir. Başbakan İrakli Kobahidze’nin Batı’yı ekonomik şantaj yapmakla suçlaması, Gürcistan’ın uluslararası ilişkilerde yalnızlaşma tehlikesini artırıyor.
*Rusya ve Çin’in Gürcistan üzerindeki nüfuzu
Rusya, Gürcistan’daki etkisini artırırken, Çin de “Kuşak ve Yol Projesi” kapsamında ekonomik iş birliğini güçlendiriyor. Gürcistan, Doğu-Batı mücadelesinin bir cephesi haline gelirken, Rusya ve Çin’in ekonomik ve siyasi hamleleri, ülkenin Batı’ya olan bağımlılığını azaltabilir. Bu durum, Gürcistan’ı yeni bir stratejik denge arayışına itiyor.
*Türkiye ve bölgesel dinamikler
Güney Kafkasya’nın jeopolitik önemi, Türkiye’nin bölgedeki rolünü de artırıyor. Gürcistan’daki gelişmeler, Türkiye’nin bölgesel stratejilerini ve enerji politikalarını etkileyebilir. Türkiye’nin tarafsız ve dengeli bir politika izlemesi, bölgesel istikrar için kritik öneme sahip.
*Doğu-Batı mücadelesinin genişleyen etkisi
Gürcistan’daki siyasi ve toplumsal çatışmaların yalnızca bu ülke ile sınırlı kalmayacağı öngörülüyor. Baltık ülkeleri, Ukrayna ve Macaristan gibi bölgelerde de benzer etkiler görülebilir. Gürcistan’ın yeni bir Ukrayna olmaması için tüm tarafların diplomatik çözüm arayışlarını sürdürmesi gerekiyor. Aksi takdirde, bu istikrarsızlık, bölgesel güvenliği ve Gürcistan’ın ekonomik geleceğini ciddi şekilde tehdit edecektir.