1.8 C
New York kenti
Salı, Mart 18, 2025

Buy now

Hukuk mu devlet mi? İnsan mı yoksa hayat mı?

Carter Vaughn Findley’in “Osmanlı İmparatorluğunda Hukuk ve Devlet” adlı kitabı, Mouradgea d’Ohsson’un tarihi öneme sahip “Osmanlı İmparatorluğu’nun Genel Tablosu” adlı çalışmasını odağına alan benzersiz bir eser.

ÖMER ERDEM/KitapSanat

İsveç Krallığı, Rus Çarlığı ve Osmanlı İmparatorluğu arasında gidip gelen bir insan düşünün. Bu kişi, Osmanlı vatandaşı Mouradgea d’Ohsson olsun. Diplomatik olarak çağının aktif üç devletine hizmet verirken, “Avrupa Aydınlanması”na katkıda bulunmak amacıyla Osmanlı hakkında kapsamlı bir kitap hazırlama projesine başlasın. Carter Vaughn Findley, bu kitabın serüvenini, yazarını, çağının Osmanlı’sını ve Avrupa’nın durumunu derinlemesine inceliyor. “Tableau général de l’Empire othoman” (Osmanlı İmparatorluğu’nun Genel Tablosu) adlı bu geniş çalışma, önümüze o kadar çok tablo koyuyor ki, gerekçesinden sürecine, içeriğinden akıbetine kadar kültürel, siyasi ve ekonomik veriler iç içe geçiyor.

Findley, kitabın ortaya çıkış gerekçesini çok yönlü olarak tartıştıktan sonra, onu “Avrupa Aydınlanması” fikriyle özdeşleştiriyor. Bu çalışma, Osmanlı hukuk ve idare sistemini ve elbette hayatını canlı, gerçekçi ve objektif tablolarla çağa anlatma amacını taşıyor. Aydınlanma çağının ruhu, evrensel bir düzen bilimi arzusu taşıyorsa, “Tableau général” tam da bu amaca kendine özgü yöntemiyle hizmet eder. “Fotoğrafın ortaya çıkışından önce, uzak bir diyarı görsel olarak tanıtan bir kitap yayınlamak, karmaşık bir üretim zinciri gerektirir.” Bu yönüyle, bir kitap tarihi çalışması olmasının yanı sıra, tarih bilimine de dahil edilmesi gereken bir eser olarak görülüyor “Osmanlı İmparatorluğu’nda Hukuk ve Devlet”.

Tansel Demirel’in yetkin çevirmenliği, pek çok kritik noktayı aşmadaki başarısıyla da dikkat çekiyor. İsveç Kralı XII. Karl’ın (Demirbaş Şarl) Rus Çarı Petro ile savaştıktan sonra Osmanlı’nın kontrolündeki Boğdan’a (Moldova) çekilmesiyle başlayan bir hikayedir aslında bu. İsveç Kralı, dört bin adamıyla beş yıl boyunca Osmanlı’nın misafiri olarak yaşadı. Ignatius Mouradgea d’Ohsson’un “Tableau général de l’Empire othoman” adlı eseri, işte bu başlangıçtan hız aldı ve İstanbul, Paris başta olmak üzere kültürel ve siyasi merkezlerde dolaştı. Kimileri tarafından “18. yüzyıl Avrupa’sına, İslam ve Osmanlı İmparatorluğu üzerine en güvenilir başvuru eseri” olarak nitelendirilen bu çalışma, bir azınlık tarafından yürütüldü. Ticaret ile kültür, siyaset ile diplomasi, inanç ile gündelik hayat iç içe geçirilerek, dünya kitap tarihinin en ilginç çalışmalarından biri ortaya kondu. Findley’in yorumuyla Mouradgea, “Osmanlı-Fransa-İsveç üçgeninin çıkarlarını ilerletmeyi ve République des lettres’in bir yurttaşı olarak kendi konumunu güçlendirmeyi” düşünerek bu yola çıkmıştı.

C.V. Findley, kitap boyunca kendi kültürel ve tarihsel birikimini incelikle kullanıyor. Sadece “Tableau”nun içinde kalmıyor, güncel bilginin pek çok noktaya daldırıldığını görüyoruz. Sanat tarihi bağlamında da Osmanlı’da görsel sanatların yaratımı üzerine detaylı bilgiler ediniyoruz. Pek çoğu günümüze ulaşan bu görsel malzemenin, Osmanlı tarihi çalışanlara da katkısı yadsınamaz. Hamam sahnelerinden askerlere, Sürre Alayı’ndan cenaze merasimlerine, muayede törenlerinden Kabe görüntülerine, Kağıthane eğlencelerine, cirit oyununa, elçi kabullerine, ibadet pratiklerine kadar hepsi bir bütünlüklü dünyanın ayrıntıları olarak sunuluyor.

Merak kadar kaçınılmaz önyargıların egemen olduğu bir zamanda d’Ohsson, İslam hukuku, örfi hukuk, emir ve fermanların işlevi, dini itikat ve yaşantı gibi pek çok konuyu Osmanlı’nın itibarlı kaynaklarına dayanarak hazırlıyor. Çok geniş bir koleksiyon sayılmasa bile bu kaynaklar birincil derecede değer taşıyor. Görsellerle bütünleştirilen bilgiler, Findley’in yorumuyla kavramsallaştırma ustalığı da taşıyor. “Gerçeği yansıtmadaki isabet derecesi”, d’Ohsson’un çalışmasını değerli kılan başka bir yön. Mouradgea d’Ohsson, Osmanlı’nın nefesini duyacak derecede içeri girebildiği için de sonuçta canlı ve kalıcı bir eser ortaya koyabilmiş. Yarım kalmışlığıyla bile hâlâ görkemli bir çalışma.

SON GİRİLEN İÇERİKLER