Ulusal ve uluslararası belgesel gösterimleri ve alanında uzman konukların katılımıyla 15. kez düzenlenen “TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri” programı, Fişekhane’de gerçekleştirilen ödül töreniyle sona erdi.
TRT tarafından bu yıl dünyanın içinde bulunduğu kaosa, savaş tehditlerine ve başta Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkati çekmek amacıyla “Uzak Olsa da Aslında Çok Yakın” mottosuyla yapılan etkinliğin TRT Belgesel televizyonunda da canlı yayınlanan ödül töreni, Rubato konseriyle başladı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un da katıldığı törenin açılışında konuşan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, kendine özgü dili ve inşa yöntemleriyle bir anlatı biçimi olarak her bir belgeselin yapım sürecinin esasında bir iz sürmek olduğunu söyledi.
Belgeseller vesilesiyle tarihin, kültürün, bilimin, doğanın ve insanın dünyadaki izlerinin takip edildiğini belirten Sobacı, “Bu takip sürecinde dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan olayların ve hakikatin mesafelerden azade olmadığını görürüz. Zaman ve mekan olarak çok uzak sandığımız gelişmelerin, aslında bizi ne kadar yakından ilgilendirdiğini görürüz. Hayli uzağımızda yaşandığını düşündüğümüz hadiselerin doğurduğu hisleri nasıl yakından duyabileceğimizi yine belgesellerle idrak edebiliriz. İşte bu sebeple, festivalimizin bu yılki temasını ‘Ne Kadar Uzak Olsa da Aslında Çok Yakın’ olarak belirledik.” dedi.
– “Uluslararası kategoride 1417, ulusal profesyonel kategoride 93 belgesel film yarıştı”
Sobacı, kuruluşunun 60. yılını geride bırakan TRT olarak, 2009’da yayın hayatına başlayan TRT Belgesel kanalında bugüne kadar yüzlerce özgün içerik ve yapımı izleyicilerle buluşturduklarını, böylece belgeselin Türkiye’deki tabanının genişlemesine benzersiz bir katkıda bulunduklarını ifade etti.
TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri’nin de belgeselciliğe gösterdikleri ihtimamın en kıymetli yansımalarından biri olduğunu vurgulayan Sobacı, şöyle devam etti:
“2009’da ilk kez düzenlenen festivalimiz, 2010’da uluslararası bir boyut kazandı ve tüm dünyada bilinen ve takip edilen, prestijli bir organizasyon haline geldi. Bu yıl festivalimize 100 farklı ülkeden yapılan 1651 başvuru, geride kalan sürede festivalimizin kat ettiği mesafenin ve uluslararası ölçekte geldiği noktanın en temel nişaneleridir. Bu başvuru sayısı, aynı zamanda festivalimizin 15 yıllık yolculuğunda yeni bir rekora işaret etmektedir. Festivalimizin uluslararası kategorisinde 1417, ulusal profesyonel kategorisinde 93 iddialı belgesel film yarıştı. Bilhassa öğrencilerimizin her yıl sabırsızlıkla beklediği festivalimizin, ulusal öğrenci filmleri kategorisine ise bu yıl 71 başvuru yapıldı. Ayrıca TRT’den proje desteği almak için başvuru yapan 70 belgesel film önerisi de yine birbirinden kıymetli jüri üyelerimiz tarafından değerlendirildi.”
– “Belgeseller, küresel meselelerin çözümüne ışık tutabilmeli”
Mehmet Zahid Sobacı, belgesel yayıncılığının arka planındaki motivasyonlardan birinin de hakikat arayışı ve onu paylaşma arzusu olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Bu bağlamda belgeselleri özel kılan başlıca hasletlerden biri, küresel meselelerin çözümüne ışık tutabilmeleri ve insanlığın ortak vicdanında farkındalık uyandırabilmeleridir. Malumunuz olduğu üzere savaş, soykırım, yoksulluk, yoksunluk, açlık gibi insani krizlerin gölgesinde dönen dünya, son dönemde bir de eğilip bükülen hakikatler ve bunların ortaya çıkardığı adaletsizliklerle sınanmaktadır. İşte Gazze, bu sınanmaların en talihsiz sonuçlarından biri, tüm dünyanın gözleri önünde tam 435 gündür İsrail zulmü altında feryat ediyor. Her fırsatta insan haklarının ve uluslararası hukukun hamiliğine soyunan Batılı ülkeler ise Gazzeli mazlumların çığlıklarına kulak tıkıyor. İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü soykırım tüm çıplaklığıyla gözler önündeyken, dünyanın sözüm ona önde gelen ajansları ve medya şirketleri, Gazzelilerin acılarını görmezden geliyor.”
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, zulmün gölgesinin düştüğü her coğrafyada olduğu gibi Gazze’de de adalet ve hakkaniyetten yana onurlu bir tavır sergilediğine işaret eden Sobacı, “İnsanlığın haysiyeti için canhıraş bir mücadele veren Türkiye’nin kamu yayıncısı TRT olarak bizler de bu haklı ama güçsüz insanların sesi olmaktan geri durmuyoruz. Haberlerimiz, yayınlarımız ve özel içeriklerimizin yanı sıra belgesel yapımlarımızla da insanlığın hakikat arayışlarına önemli katkılar sunuyoruz.” şeklinde konuştu.
Sobacı, geçen aylarda kamuoyuyla paylaşılan “Kutsal İşgal” belgeseli ve festivalin açılış belgeseli TRT İç Yapımlar imzalı “Gazze’yi Görüyorum”un, bugüne kadar üretilen yüzlerce yapımın hakikati ortaya koyma çabasının yansımalarından olduğunu söyledi.
– “Suriyeli mazlumlardan bir an olsun yüz çevirmeyen ülkemiz, insanlık tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır”
Türkiye’nin yalnızca Filistin meselesinde değil, son dönemde yeniden dünyanın gündemine oturan Suriye konusunda da hakikat cephesinde destan yazmış bir ülke olduğunu vurgulayan Sobacı, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Tam 13 yıl süren iç savaş sırasında, Suriyeli mazlumlardan bir an olsun yüz çevirmeyen ülkemiz ve milletimiz, insanlık tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır. TRT olarak biz de bu destana, Esed rejiminin kendi halkına uyguladığı insanlık suçlarını kayda geçiren belgesel yapımlarımızla katkı sunduk. Geçen hafta Suriye’deki karanlık dönemin kapanmasının ardından, 61 yıl boyunca Baas rejiminin kendi halkına reva gördüğü mezalim de gözler önünde serildi. Bu zulümlerin temerküz ettiği yerlerden biri olan Sednaya Hapishanesi’nden gelen görüntüler, tüm dünyayı dehşete düşürdü. 2018 yılında ‘Off The Grid’ belgeselimizin ‘Suriye Mezbahaları’ adlı bölümünde, Sednaya ve diğer rejim hapishanelerinde yaşanan insanlık suçlarını, tanıklıklar eşliğinde ifşa etmiştik.”
Sobacı, geniş yelpazede üretilen belgesellerle insanlığın ortak hafızasına katkı sağladıklarının altını çizerek, “‘Ukrayna Savaş Günlükleri’ belgeselinin aldığı ‘Uluslararası Emmy Ödülü’ başta olmak üzere birçok prestijli festivalden kazandığımız ödüller de bu alanda imza attığımız başarıların nişaneleridir. TRT olarak, yalnızca Filistin’de, Suriye’de değil, hakikat arayışının olduğu her yerde, bu arayışlara katkı vermek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.
Etkinliğin ardından programa katılan Fahrettin Altun ve Sobacı ile ödül alan katılımcılar, sahneye çıkarak hatıra fotoğrafı çektirdi.
– Gecede 15 ödül sahiplerini buldu
“Uluslararası Kategori”, “Ulusal Profesyonel Kategori”, “Ulusal Öğrenci Filmleri Kategorisi” ve “Proje Destek Kategorisi” olmak üzere 4 dalda, 40 finalist ödül için yarıştı. Törende “TRT 60. Yıl Özel Ödülleri” de dahil toplam 15 ödül takdim edildi.
“Uluslararası Kategori”de yönetmenliğini İlyas Yourish ve Shahrokh Bikaran’ın üstlendiği “Kamay” en iyi belgesel, Ross Killeen’in “Don’t Forget To Remember” ikincilik, Kanishka Sonthalia ve Siddesh Shetty’nin “Until I Fly” üçüncülük, Lin Alluna’nın “Twice Colonized” ise 60.Yıl Özel Ödülünün sahibi oldu.
“Kamay” filmi adına ödülü alan Filistinli yönetmen Mohamed Jabaly, “İstanbul’da, Türkiye’de olduğum için çok gururluyum. Bu ödülü İlyas ve takımı adına alıyorum, hepsini tebrik ederim.” dedi.
Ailesinin Gazze’de olduğunu, Filistinlilerin sesini duyurmak için İstanbul’a geldiğini belirten Jabaly, “Hepinizin bildiği gibi şu anda Gazze’de 435 gündür ciddi bir insanlık dramı ve bir soykırım yaşanıyor. Bu şartlarda da film yapmanın ne kadar zorlayıcı olduğunu, bir film yapımcısı olarak çok iyi biliyorum ve bu ödülü de bu soykırımda, bu insanlık suçunda acı çeken tüm insanlar için ve kendi ailem için alıyorum.” ifadelerini kullandı.
15. TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri’nde “Ulusal Profesyonel Kategori”de Hasan Ete “İyi Ölüm” adlı yapımla “En İyi Belgesel” ödülünü alırken, Cansın Güven’in “Karanlıkta Görüyorum” ikincilik, Oğulcan Atayol’un “Aşırı Kişisel Belgesel” adlı belgeseli üçüncülük ödülünü, Müjgan Yıldırım’ın “Bir Varmış Bir Yokmuş: Evvel Zaman İçinde” belgeseli de “60.Yıl Özel Ödülü”ne değer görüldü.
“Ulusal Öğrenci Filmleri Kategorisi”nde Mert Kartal “Kırmızı Çanta” ile “En İyi Belgesel” olurken, Nihal Atasoy’un “Novruz Ateşi” ikinciliği, Furkan Aydın’ın “Deq” üçüncülüğü, Damla Çağlar’ın “Tebessüm Anıtı” filmi “60. Yıl Özel Ödülü”nü kazandı.
“Proje Destek Kategorisi”nde ise “Alışılmadık Bir Göç Hikayesi” projesiyle Abdurrahim Ayaz Bilgiç, “Yüksek Gerilim” ile Muhammed Emre Özdemir ve Esad Can Öner, “Resimlerin Peşinde-Savaşın Çocukları” ile de Selçuk Azmanoğlu’na ödülleri takdim edildi.